Sevgili okurlarımız, çocuklarımızın sanal oyunlardan uzaklaştırıp, oyun oynamanın gerçek tadını hissedip, duygusal olarak birçok güzel tatların farkındalığına sahip olması için, çocukluk oyunlarımızı çocuklarımızda yaşatalım konusunda, sizlere bazı önerilerimizi sunmak isteriz.
Günümüzdeki sanal alışkanlıklar, hayat şeklimizle birlikte, çocuklarımızında algılarını sanal oyunlara doğru çevirdi. Kendi çocukluğumuz da, sokaklarda özgürce oyunlar oynardık. Çünkü, bizim çocukluğumuzda, mahalle kavramı vardı ve bakkalından, fırınına herkes birbirine saygılı ve samimiydi.
Herkes etrafı ile ilgiliydi ve selamını esirgemezdi. Henüz sokaklarımız kötü insanlarla dolu değildi. İnsanlar birbirinden nefret etmezdi ve herkes birbirini kollayan koca bir aile gibiydi. Komşuluk temelindeki sahiplenme ve iyi niyette geçinip gitmekti herkesin derdi.
Çocuklar neden çocukluk oyunlarımızı oynamalı ?
Çocuklarımız çok çabuk tüketici ve doyumsuz hale geldiler. Çünkü, sokaktaki oyunlarımızın yerine, artık evlerinde saatlerce bilgisayar başında ya da ellerinde tabletlerle oturarak, fiziksel güç harcamadan oyun oynayan çocuklar haline geldiler.
Bunun sebebi, artık sokaklarımızın tehlikeli insanlarla dolu olması kadar, birazda ebeveynlerin kolaycılığa kaçması da olabilir. Çünkü anne ve babalar, yoğun iş stresi, evin ve okulun masrafları, aylık giderler derken, deli gibi çalışmak ve yetmek zorunda kalıyor. Ayrıca trafik, toplumun yozlaşması, çok çalışıp hak ettiği parayı kazanamamak ve hak ettiği yaşam kalitesine kavuşamamak da işin cabası.
Belli bir kalitede ve standartta yaşayan anne, babalar ise, yaşam standartlarının devamı için didinip dururlar. Açıkçası içinde bulunduğumuz sistem, anne ve babaları tahammülü az bir hale getirdi. Uzmanlar sürekli, eskiden sokakta oynanan çocukluk oyunlarımız olarak adını koyabileceğimiz oyunların, çocukların eğitimi ve kişiliği üzerindeki olumlu etkilerini anlatıyor.
Çocukların sokakta oyun oynamalarının, fiziksel ve zihinsel olarak çocuktaki etkisi
*Çocuk sosyal olur, arkadaşlıklar kurar, cesur ve paylaşımcı olur.
*Sokakta özgürce koşar, zıplar ve bedeni de işlev kazanır. Kasları gelişir ve vücudu zinde olur.
*Çocuğun öğrenme sürecinde, hayal dünyasını genişletir, gerçek dünyada olmanın zevkine varır ve özgüveni artar.
*Evdeki sanal oyunlarda, sadece kazanma güdüsüne sahip olan çocuk, sokak oyunlarda kazanmaktan öte, oyunun içine girer ve oyun oynamanın keyfiniz yaşar.
*Sokak oyunlarının, çocuğa verdiği haz, başka hiçbir oyunda yoktur.
*Çocuk arkadaşlarıyla oynadığı oyunlarda, saygı ve paylaşmayı öğrenir. Sabretmeyi, sırasını beklemeyi, toplum içerisindeki insanlık görevlerinin olgularını kazanır. Bu çocuğun sorumluluk algısını kazanmasını da sağlar.
*Çocuğun, çevresini, doğayı, insanları tanıyarak vizyonunu genişletir. Toplumu tanıyarak büyür ve toplumda duruş kazanır.
Toplumumuzun kültür varlığının bir göstergesi olan sokak oyunları, nesiller arasında güçlü bağlar kurarak, kültürümüzün gelecek nesillere aktarılmasında da en önemli işlevi sağlar.
Çocuklarımız sokakta ne gibi oyunlar oynayabilir ?
Tavsiye edeceğimiz geleneksel oyunlarımız;
Hepimizin bildiği ve unutulmaya yüz tutmuş harika çocukluk sokak oyunlarımız; Körebe, yakan top, uzun eşek, gazoz kapağı biriktirme, birdirbir, Kutu Kutu Pense elmamı yerse, yağ satarım bal satarım, köşe kapmaca, saklambaç, ip çekmece, ip atlama, istop, seksek, şarkı yarışmaları, ünlü oyuncu ve sevdiğimiz kahramanları taklit etmece gibi oyunlar, eskiden oynadığımız sokak oyunlarının bazılarıdır.
Tabii sizi duyar gibi oluyorum, “bunca iş, güç koşuşturmaca arasında, bu oyunları nasıl oynatacağız ?”
Değerli anne babalar, evet haklısınız, fakat çocuklarımız bu sistemin kurbanı olmamalıdır. Hiç değilse en azından hafta sonu veya evde olduğunuz günlerden 1-2 gün ayırıp, en az 2 saatlik, sadece ona ait ve özgür olacağı, sokak oyunlarını tanımasını ve oynamasını (uzaktan gözetimimiz altında) sağlayabiliriz.
Eminim anne, baba, teyze, hala, dayı, amca, aile büyükleri gibi, birinci derecede yakınlarınızdan da bu desteği almayı sağlayabilirsiniz. Bırakın konuşsun, koşsun, eğlensin, elensin, kendi kendine arkadaşlık kursun, düşsün ve kendi kendine yetebilmeyi öğrensin.
Bende sizler gibi çalışan bir anneyim, evet çok yoruluyorum ve kafam sürekli dolu. Fakat ne kadar yorgun olursan olayım, çocuğuma az da olsa bu tadı tattırmak için elimden geleni yapıyorum. Bunun için, gerek ev işlerine yardımcı bayan olarak, gerekse, yoğun iş hayatımda, çocuk bakıcısı hizmeti alarak bunları başarabiliyorum.
En büyük şansım, köklü bir çocuk bakıcısı ajansında, insan kaynakları uzmanı olmam ve bütün anne babalarla, aynı kalp atışında buluşabilmem olmuştur. Sizlerde bu konuda, çocukluk oyunlarımızı çocuklarımızda yatalım diyor ve destek arıyorsanız, iletişime geçmenizi bekliyor olacağım…
Berkay Danışmanlık İnsan Kaynakları
İnsan Kaynakları Yöneticisi
Güldan ŞAHBAZ – 15.01.2019