Ebeveyn olarak, çocuklarla ilgili yüzlerce kitap okuyabilir, çocuğu akıllı ve başarılı olan arkadaşlarınızın izinden giderek büyütebilir, en iyi okullarda en iyi eğitimleri aldırabilir ve her aktiviteye ortak edebilirsiniz. Fakat sosyal bir çocuk yetiştirebilmek, çocuğun ne kadar huzurlu olduğuna ve hissettiği tüm güzel duyguları içselleştirdiği ile alakalıdır. Çocuğun anne babasından aldığı, koşulsuz sevgi sayesinde beslediği pozitif duygular, doğru ve orantılı kurallar, çevre ile iletişim ve paylaşarak çoğalmak, sosyal bir çocuk olabilmenin mihenk taşlarıdır. Bu hafta sizler, sosyal bir çocuk yetiştirmenin faydaları nelerdir ? konusunu kaleme aldık.
Çocuklarımız korkutulmadan, kötü insanların varlığını bilmeli ve onlardan gelebilecek tehlikelerin farkında olmalıdır. Aynı zamanda dünyada iyi insanların da var olduğunu, zamanla yaşayarak edindiği tecrübeleri sayesinde öğrenmelidir. Çocuğunuz yetişkin bir birey olduğunda, yolda karşılaştığı komşusuna, işe giderken bindiği taksiciye günaydın diyebilmeli ve bir adres ararken tanımadığı birinden tarif alabilmelidir. Sosyal bir çocuk yetiştirmenin faydaları arasında yer alır.
Peki çocuğun, sosyal bir çocuk olarak yetişmesi neden bu kadar önemli!
İçinde bulunduğumuz yaşam koşullarında, sokakların tehlikesi ve insanlardan gelen kötü yaklaşımları anlatmama bile gerek yok!Bütün bunlar, tüm ebeveynlerin korkulu rüyası haline geldiği için, çocuklarımız sokakta oynayamaz ve arkadaş edinemez hale geldi.
Çocuklarımızı bu kadar evin içine hapsederek ve çevredeki insanlarla tamamen iletişimini kesersek, iyi insanla kötü insanı ayırt edip, nasıl kendini koruyacak. Nasıl arkadaşlıklar kuracak ve paylaşımı öğrenecek?
Bütün bu sorular çok değerli sorular. İşte bu nedenle, çocuk çevre ile iletişimde ve her şeyden izole büyümemeli. Yine kontrol altında, kurallar çerçevesinde dışarıda olmasına izin verebiliriz. Aksi takdirde insanlarla ilgili farkındalığı oluşmaz, ayırt edemez ve yalnızlaşıp korkarak yaşar. İçedönüklük ve güvensizlik tüm hayatına ve ilişkilerine gölge gibi yansır. Zamanla çocukta oluşan kaygı bozuklukları, yalnız başına bir şeyler yapmasını, özgürce sokağa çıkmasını engelleyerek, ailesine ve yakınlarına bağımlı halde yaşamasına neden olabilir.
Çocuklar bu zor ve kötü hayat koşullarında nasıl sosyalleşecek diye sorduğunuzu duyabiliyorum!
Bir ebeveyn olarak ve çocuk bakıcısı hizmeti veren bir danışmanlık firmasına 20 yıla yakındır, insan kaynakları uzmanı olarak şunları tavsiye edebilirim;
Çocuklar, küçük yaştan itibaren her yere aileleri tarafından götürülüyor, tek başlarına bir yere gitmelerine izin verilmiyor. Araba çarpabilir, kaçırılabilir, zarar görebilir düşüncesiyle bir yere tek başlarına gitmelerine izin verilmiyor. Anne babaların bu endişeleri oldukça haklı sebeplere dayanıyor fakat tek çözüm bu olmamalıdır. Bunun yerine, çocuklarımızı küçük yaşlarda bilinçlendirmeye başlayarak, karşıdan karşıya nasıl geçilmesi gerektiği, yabancılarla konuşmanın hangi şartlarda iyi olabileceği, maalesef ki sık yaşanan tacizin ne olduğu en uygun şekilde anlatarak ve kendilerini dışarıdan gelecek tehlikelere karşı nasıl koruyabilecekleri öğretilmelidir.
Çocuklar, ailelerin gösterdiği şeyleri çevrede uygulayarak ve tecrübe kazanarak hayatı öğrenirler!
Çocuklar ödevlerini ve yetiştirmeleri gereken işlerini, sadece kendileri yaptıkları zaman, daha iyi organize olabilme ve sorumluluk sahibi olma yeteneklerini kazanırlar. Eğer yapmaları gereken şeyleri, onların yerine yapan birileri varsa, bu becerileri kazanmaları ne yazık ki mümkün değildir. Bu konuda da ailelerin bazı hataları söz konusudur. Çünkü, çocuklarına ödevlerinin teslim tarihlerini sürekli hatırlatan, kolay bitirmeleri için yardım eden, kimi zaman yorulmasınlar diye onların yerine ödev yapabilen aileler oldukça fazladır. Böyle olduğunda da, 18 yaşına geldiği halde sorumluluklarını bilmeyen, işlerini düzene koyamayan, zamanında bitiremeyen ve devamlı birilerinden yardım bekleyen bireyler haline geliyorlar.
Sosyal bir çocuk yetiştirmenin faydaları
Hayatta her yaştan insanın belirli sorumlulukları vardır. Az ya da çok, bu sorumluluklar, hayatını düzene koyabilmeyi ve kendi kendini denetleyebilmesini insana öğretir. Çocukların görevlerini aileleri üstlenirse, onlar da bu görevleri başkalarına yönlendirmeyi veya kaçmayı öğrenir. Bu yüzden aileler, çocuklarının kolaylıkları görebilmelerine yardımcı olmalı, plan yapabilmeyi öğretmeli, ev içinde ve dışında çocuklarına görevler vermelidirler. Çocuklara gerektiği kadar destek olmalı ve işin büyük kısmını onlara bırakılmalıdırlar. Aksi halde bir yetişkin olduğu halde hala hayattaki amacını bilmeyen, gideceği yolu belirleyemeyen bireyler yetişir.
Çocukların ev işlerinde ailelerine yardımcı olması, ileride kendi başlarının çaresine bakabilmek açısından gereklidir. Ve sosyal bir çocuk yetiştirmenin faydaları arasında yer alan etkenlerdendir.
Örneğin;
Çocuklara yemek yaparken ya da ev içi hayatta görevler vermek, hem öğrenmesi hem de kaliteli vakit geçirmesi için iyi bir aktivitedir. Ev içinde üzerlerine düşeni yapmak, dışarıda da kendi ihtiyaçlarının farkında olmayı ve başkalarının ihtiyaçlarına saygı duymayı öğretir. Ancak günümüzde, çocuklara aileleri tarafından, okul ve sosyal faaliyetlere öncelik vermenin daha önemli olduğu öğretiliyor. Böylelikle evden ve evdeki görevlerinden tamamen uzak bireyler yetişiyor. Evde yapmaları gereken her şey birileri tarafından yapılıyor ve rahat etmelerinin daha doğru olduğu düşünülebiliyor. Oysa, öncelikle ev yaşamında yardım, paylaşma, görev edinme öğretilirse, çocukların bunları sosyal çevrelerine ve gelecek yaşantılarına aktarmaları daha olağandır.
Çocuğun çevre ile sosyalleşmesi
Çocuklar, büyüdükçe ve sosyal çevreleri genişledikçe, daha fazla insanla iletişime geçer. Bununla birlikte, sosyalleşme sürecinde bazı sorunlar yaşayabilir, anlaşmazlıklar içerisinde olabilir. Böyle durumlarda doğru tepki vermek ve çözüm seçenekleri oluşturmak öğretilmelidir.
Anne babalar ise, genellikle çocuklarını koruyucu ve destekleyici bir tutum sergiler. Bu olağan bir davranış biçimidir, aynı zamanda da içgüdüseldir. Ancak her şeyde olduğu gibi bunda da dengeyi korumak çok önemli. Çocuklar üzülmesin ve hayal kırıklığına uğramasın diye onların sorunlarını çözmek doğru bir davranış değildir. Tam tersi hayal kırıklığına uğrayarak ders çıkarmalı ve sonraki ilişkilerine de bundan pay biçmelidir. Aileleler de onları destekleyecekleri ve özgür bırakacakları durumları ayırt edebilmelidir.
Örneğin;
En yakın arkadaşıyla tartışan ve bir daha asla konuşmayacağını dile getiren, yoğun bir üzüntü halinde olan çocuğun ailesi; onun daha fazla üzülmemesi için araya girip arkadaşıyla veya onun da ailesiyle iletişime geçerse büyük bir hata yapmış olur. Olayı dinleyip tarafsız bir şekilde çocuğa anlatmak ve göremediği şeyler varsa görmesine yardımcı olmalıdır. Hayatın her döneminde kişinin yaşamını zorlaştıran kişiler ya da olaylar olabilir.
Günümüzde ise, çocukların en sık karşılaştığı zorluklar okul yaşantılarıyla ya da arkadaş ilişkileriyle ilgili olabiliyor. Derslerin yoğunluğu, gelecek kaygısı, ödevler, öğretmenlerle yaşanan problemler veya çatışmalar, öğrenciler arası rekabet gibi sorunlar, çocukları bazen yıpratabiliyor. Burada yapmanız gereken, yarış atı gibi hızlı koşan çocuk haline getirmekten ziyade, emin adımlarla yürüyen ve güzel arkadaşlıklar kurabilen, çocukluğunu doya doya güzel anılarla dolduran bir çocuk büyütmenizidir. Çocuklara gereksiz başarı etiketleri yerine, mutlu çocukluk yaşam izleri bırakmaya çalışın. Çocuklarınızı sürekli başka çocuklarla kıyaslayıp, yaptıklarıyla yetersiz olduğunu asla düşündürmeyin.
Çocukluk hayatın tamamına dağılan bir kanaldır. Bu kanal tüm özel ve iş hayatının ana hatlarını çizer. Bu sebeple, çocuğunuzla bir ebeveyn olmanın yanı sıra, en iyi arkadaşı ve sırdaşı da olabilmelisiniz. Sosyal bir çocuk yetiştirmenin faydaları nelerdir ? farklı bakış açılarından bakarak aktarmaya çalıştım.
Unutmayın siz ne kadar huzurlu ve pozitif duygular taşırsanız, çocuklarınızda bu elektriği sizden bir o kadar alarak yaşıyorlar!
Eğitimli çocuk bakıcısı ihtiyacınız için bize ulaşın.
Berkay Danışmanlık İnsan Kaynakları
Uzman İnsan Kaynakları Yöneticisi
GÜLDAN ŞAHBAZ
29.09.2020